

– Dünya da zulüm devam ediyor. Sapkınlıklar, yoldan çıkanlar iyice göze batıyor.
– Karanlık bir dünyayı aydınlatmaya çalışan insanların içinde insanlıktan çıkmış kişilerin yaptıkları bizleri doğrudan etkilemese bile dünyaya insanlara baktığımız pencereyi kirletiyor. Artık pencerenin temizlenmesi yada tamamiyle yenilenmesi gerekiyor. Toplumsal baskıların arttığı her yerde tecavüz, taciz ve sapkınlık olayları daha da artıyor. Bilinçli bir toplumsal yaşamın olduğu her yerde insanlık kavramı ön planda oluyor. Siyaset ile din ile insanlar yanlış yönde baskı altında kalıyorlar. Siyaset her türlü dini argümana izin veriyor. Dinin her türlü yaşanmasına izin veriyor. Bu durum insanlık için güzel bir durum ama bu durumu kötü niyetle kullanan kişilerin ortaya çıkmasını da sağlıyor. Çok ince bir çizgi iyi ve kötüyü belirliyor. Cemaat, cemiyet, topluluk ve vakıf adı altında aşırıya kaçan insanlar gizleniyor. Bu örgütlenme biçimleri kullanılarak ya yoğun baskı kuruluyor, ya da yanlış yönlendirmeler ile toplumsal yaşamda çürümeleri meydana getiriyor. Aşırıya kaçmadan iyi niyetle kurulmuş her örgütün varlığı toplumsal yaşamı olumlu yönde etkiliyor. Fakat özgürlük kavramı altında kendini gizleyip toplumsal yaşamda çöküntüye sebebiyet veren her bireyin cezalandırılması gerekiyor. Tecavüz, taciz, sapkınlık eylemleri en iğrenç eylemlerdendir. Bunları yapanları en ağır biçimde cezalandırıyorken bunlara sebebiyet veren aşırıya kaçan kişileri de en ağır şekilde cezalandırmak gerekiyor. Kadınları, kızları ilk önce insan olarak görmek gerekiyor. Bu yönde bakış açısındaki bir değişim toplumun nefes almasını sağlar. Her insan inancını özgürce yaşayabilmeli ve başka insanların inancına saygı duyarak kendi insancını içselleştirebilmeli. Her insan neye nasıl inanacağına kendi karar verebilmeli. Dışarıdan gelen tavsiye ve önerileri dikkate almalı, kendi kararını kendi karar vermeli. Başkalarının dayatmalarıyla oluşturulmuş inanç yarımdır, olgunlaşmamış meyve gibidir. Kutsal dinlere inanlar için kitaplar mevcuttur. İnsanların kaçı açıp bunları okuyup, üzerine düşünüyor. Hep kulaktan duyma bilgileri, hocaların, din alimlerinin söylediği şeyleri dikkate alıp insanlar yaşamına yön veriyor. Kişi kendi yaşamını kendi belirlemeli. Bunun içinde, her ne konuda olursa olsun okumalı, sorgulamalı üzerine düşünmeli ve nasıl yaşayacağına karar vermeli. İnsanlar başkalarının kararlarıyla yaşamaya devam ettiği sürece dinler, inançlar doğru bir şekilde yaşayamayacak. Başkalarının ağzından çıkacak kelimeye bakarak yaşayanlar hem kendilerine, hemde inançlarına ihanet etmiş oluyorlar.
– Eğer insanlar okuyup, düşünüp, sorgulayıp kendi yaşamlarını bilinçli bir şekilde belirleyebilirlerse, aşırıya kaçan insanların tuzağından etkilenmezler. Ve böylece tecavüz, taciz, sapkınlık gibi olaylar da minimum seviyeye inebilir.